|
Kötü Obstetrik Öykü,
Anamnez
|
Kötü
obstetrik öykü bir, tanımlama olup sağlıklı ve sağ bebek sahibi olamayan ve
daha önceki birden fazla sayıda sağlıklı olmayan ve bebek kaybı ile
sonuçlanan gebelik öyküsü olan anne adayları için kullanılmaktadır. Daha
önceki 3 veya daha fazla hamilelikte değişik veya aynı sebeplerden dolayı
hamileliklerin sağlıklı bir şekilde sona ermeyip , ya erken dönemde
düşük,bozulmuş gebelik ,anne karnında bebek ölümü veya anomalili doğum ile
sonuçlanmasıdır.Kötü obstetrik öyküsü olan gebeler, hamilelikleri esnasında
daha sık,sıkı ve ciddi bir şekilde takip edilmeliler ve
doğumları da planlı bir şekilde olmalıdır. |
Kötü
Obstetrik Öykü Olarak Sınıflanabilecek Durumlar Nelerdir?
Daha önceki hamileliklerinde aşağıdaki durumlardan ard arda
en az 2 veya 3 tanesine bağlı olarak gebelik kayıbı oluşması;
-
Erken dönem düşükler
-
Habitual abortus
-
Erken gebelik dönemimde bozulmuş gebelik, embriyonun ölmesi, bozulması
durumu
-
Anembriyonik (boş ) gebelik
-
Dış gebelik
-
Mol gebeliği
-
Rahim ağzı yetersizliğine bağlı ikinci trimester gebelik kayıpları
-
Kromozom anomalili doğumlar
-
Konjenital malformasyonlu, sakat doğumlar
-
Erken doğuma bağlı gebelik kayıpları
-
Gelişme geriliğine bağlı gebelik kayıpları
-
Preeklampsi veya eklampsiye bağlı gebelik kayıpları
-
Annede var olan sistemik bir hastalığa ( Lupus, Diabet gibi..) gebelik
kayıpları
-
Sebebi bilinmeyen anne karnındaki bebek ölümleri
-
Daha önce plasenta problemlerine ( ablatio plasenta) veya kordon
dolanmasına bağlı anne karnında bebek kayıpları
-
Gebelikte geçirilmiş kaza, travma veya ameliyatlara bağlı bebek kayıpları
-
Doğum travmasına (vakum, forseps uygulamalarına bağlı) bebek kayıpları
-
Doğum sırasında fetal asfiksi gibi durumlara bağlı bebek kayıpları v.b
-
Neonatal ölüm, sebebi bilinmeyen yeni doğan ölümleri.
Kötü Obsterik Öyküsü Olan Kadınlarla İlgili Bazı Tanımlamalar:
Habitüel abortus
ard arda 3 veya daha fazla spontan abortus olarak tanımlanır ve erken ( 8.
haftadan önce ) abortuslarda düşük nedeni genellikle kromozomal
anomalilerdir. Geç düşüklerde neden
genellikle maternal problemlerdir. Habitüel abortus öyküsü olan kadınların
abortus sınırını geçen gebeliklerinde preterm doğum, plasenta previa,makat
prezentasyon ve fetal malformason riski yüksektir.
Ölü doğum çok genç kadınların ilk
gebeliklerinde ve 6. gebeliklerden sonra artmaktadır, en önemli nedeni
genetik anormalliklerdir. Diğer ölüm nedenleri arasında preeklampsi –
eklampsi, plasental ablasyon ve kordon kazaları soruşturulmalıdır. Ayrıca sık
görülen maternal faktörlerden diabet, kronik hipertansiyon, böbrek
hastalıkları, kollajen doku hastalıkları ve antifosfolipid antikorları
araştırılmalıdır.
Neonatal ölüm hayatın ilk 28 günü
içindeki ölümdür ve başlıca 3 nedeni vardır. Bunlar; prematüriteye bağlı
düşük doğum ağırlığı, konjenital malormasyonlar ve santral sinir sistemi
zedelenmesidir ( hipoksik veya travmatik ).
Preterm doğumun öyküde olması mevcut
gebeliğin de preterm olma riskini arttırır. Servikal yetersizlik, konjenital
uterus anomalileri, fetal anomaliler, otoimmun hastalıklar, preeklampsi,
şiddetli maternal hastalıklar ve hidramnios en sık görülen preterm doğum
nedenleridir.
İntrauterin gelişme geriliği öyküde
olması mevcut gebeliği de riskli kılacağından önceki gebeliğindeki neden
araştırılmalıdır. En sık görülen nedenler; annenin 45 kg’ ın altında olması,
gebelikte kilo alımının çok az olması, fetal
infeksiyonlar ( rubella, sitomegalovirüs gibi), konjenital
malformasyonlar, kromozom anomalileri, bazı ilaçlar ( antikonvülsanlar,
immünosupresifler, alkol, sigara gibi ), kronik vasküler hastalık, maternal
anemi, çoğul gebelik, kronik böbrek hastalığıdır.
İri bebek 4000 gr’ ın üzerinde doğum
ağırlığının olmasıdır ve nedenleri; maternal diabet, özellikle annenin iri
yapılı olması, multiparite, maternal obezite, uzamış gebelik ve daha önce
4000 gr’ ın üzerinde bebek doğurmuş olmak şeklinde sayılabilir.
Grandmultiparite yani 6 veya daha fazla
doğum yapmış olanlarda uterin inertia ve postpartum atoni riski yüksektir.
Plasenta previa, presipite eylem ve presipite doğum bu kadınlarda sık olarak
görülür.
Rh uyuşmazlığı Rh – negatif kan grubu
olan bir kadının Rh – pozitif bir bebek doğurduğunda izoimmünizasyon şansı %
16 kadardır. Bu etkilenme, kadınların % 2’ sinde doğumdan önce, % 7’ sinde
doğumdan altı ay sonra biokimyasal olarak tesbit edilebilir. Her gebede
mutlaka kan grubu araştırmasının yanısıra Rh – negatif kan grubu taşıyan
kadınlardan gebelik geçirmiş veya kan transfüzyonu yapılmış olanlarda, anti –
D immün globulin uygulama öyküsü olsa bile, anti – D antikorları
araştırılmalıdır. Preeklampsi ve eklampsi
geçirenlerde ileride kronik hiopertansiyon görülme insidansı üç kat artar.
Tüm yenidoğanların % 3 – 5 kadarında bir doğum
anomalisine rastlanmaktadır. Bunların % 20 – 25 kadarı kromozom ve
tek gen defektlerinden kaynaklanır; bu tip problemler amniosentez ve koryonik
villus örneklemesi gibi yöntemlerle ortaya çıkarılabilir. Anomali
nedenlerinden % 10 ‘luk grubu oluşturan sitomegalovirus, rubella, sifiliz
gibi fetal infeksiyonlar, diabet ve epilepsi gibi maternal hastalıklar ve
annenin kullandığı ilaçlar araştırılmalıdır. Anomali nedenlerinin % 65 – 70’
ini oluşturan multifaktöryel veya bilinmeyen nedenlere bağlı olarak gelişen
nöral tüp defektleri, ortopedik anomaliler, üriner sistem anomalileri,
hidrosefali ve karın duvarı defektleri gibi anomalileri alfa – fötoprotein
serum seviyeleri ve ultrasonografi yardımıyla ortaya çıkarmak mümkündür.
Doğum travması öyküsü en sık makatla
prezente olan bebeklerde görülür. İri bebek ve hızlı doğumda da risk
artmıştır. Öyküde neonatal yoğum bakım gerektiren yenidoğan nedenleri açığa
çıkartılmaya çalışılmalıdır. Terapötik abortus için maternal endikasyonlar
şiddetli hipertansif vasküler hastalık, serviks karsinomu ve dekompanse kalp
hastalığı, fetal endikasyon ide anomali olmasıdır.
Mol hidatidiform geçirenlerde hastalığın
tekrarlama şansı % 1 – 2 kadardır.
Bir önceki doğumun sezaryen, forseps, makat ekstraksiyon gibi
operatif doğumla sonlanmış olması, kısa
aralıklarla gebelik oluşması, uzamış eylem veya distosi, eylem ve doğum
sırasında ortaya çıkmış psikolojik bozukluk öyküsü gebe kadını risk altına
sokar.
Kötü
Obstetrik Öyküsü Ve Anamnezi Olan Hamilelerin Yönetimi Nasıl Olmalıdır?
Böyle
bir hikayesi olan kadınlar, yeni bir gebelik planlamadan bir kadın doğum
uzmanına ellerindeki diğer gebelik kayıpları ile ilgili tüm bilgiler ile
başvurup, bunların sebepleri hakkında yapılabilecek biokimyasal, radyolojik
ve genetik incelemelerde eksiklikler var ise, onların tekrar yapılması
gerekmekte ve mümkün olduğunca gebelik kayıpların sebepleri ortaya çıkarılıp
mümkünse önlem alınmalıdır.Gerekirse eşlerin de bazı tetkiklere ,
incelemelere ve genetik araştırmalara tabi tutulması gerekmektedir.Folik
asite gebe kalmadan önce düzenli bir şekilde başlanmalıdır
Bu hikayesi olan gebelerde ise ne yapılmalıdır? Her şeyden önce normal
gebelere göre daha sık ve detaylı, yakından bir gebelik takibi yapılmalı daha
önceki gebelik kayıplarına yönelik tıbbi önlemler alınmalıdır. ( örneğin; ,
düşük erken doğum engelleyici ilaçlara gerekirse başlanmalı, , servikal
yetersizlik var ise serklaj yapılmalı, annenin sistemik hastalıkları tedavi
edilmeli gibi …) . Ayrıca genel yaklaşım doğum riskini azaltmak için, bu
gebelerde doğum yöntemi olarak genellikle gebeliğin son haftasına ve gününe
kadar beklenmeyip, gebeliğin 38. haftasında sezeryan ile doğumun
gerçekleştirilmesi olmaktadır.
Geri
Gestasyonel
diabet
Boş,
Anembriyonik Gebelik, Hamilelik
Trofoblastik
Hastalık, Mol Gebeliği
Dış
Gebelik, Ektopik
Rahim
Ağzı Yetmezliğ Ve Serklaj
Sezeryan
Nedenleri, Niçin Sezaryen Yapılamıdır?
|
|
|