|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Gebelik Ve |
|
|
Gebelikte (Hamilelikte) Stres
Doğum Stresi
|
Stres
nedir?
Stres, pek
çoğumuzun bildiği gibi, bizi zorlayan, kısıtlayan ve engelleyen olaylar,
durumlar karşısında verdiğimiz tepkilerin tümüdür. Stres kavramı birçok
insanın düşündüğü gibi sadece üzerimizde hissettiğimiz baskı ve
gerginlikle sınırlı değildir. Stres bir süreç olarak ele alındığında,
olayları değerlendirme şeklimizden, düşüncelerimize, duygularımızdan
davranışlarımıza kadar pek çok boyuttan oluşur. Stresle baş etmenin en iyi
yolu, kişinin kendisinde strese sebep olan şeyleri fark edip kontrol
altına almasıdır. |
Pek
çok insan stresin, kişinin dışında gelişen çevresel nedenlerle oluştuğunu
düşünür. Aslında stresi oluşturan, bu çevresel etkileri, bireyin nasıl
algıladığıdır. Kişi karşılaştığı olayları pek çok faktör ışığında
değerlendirir ve yaşadığı olaylara bir anlam yükler. Kişi yaptığı bu
değerlendirmeler sonucunda çevresindekiler sebebiyle stres yaşar ya da
yaşamaz. Stres kaynakları kişiden kişiye değişiklik gösterse de, pek çok insan
için geçerli olan, bilinen stres kaynakları da vardır.
Stres Ve Hamilelik (Gebelik)
Arasındaki ilişki Nedir?
Yapılan bazı çalışmalar yüksek orandaki stresin erken doğum ve düşük doğum
ağırlıklı bebek dünyaya getirme riskini arttırdığını göstermektedir. Son
zamanlarda araştırmacılar stresin hangi mekanizmalar ile bu sonuca neden
olduğunu araştırmaktadırlar. Yapılan bir araştırmada, hamileliklerinin 18-20.
haftasında yoğun stres yaşadıklarını ifade eden kadınların kan dolaşımında kortikotropin salgılatıcı hormon (CRH) adı verilen bir hormonun yüksek oranda
bulunduğu saptanmıştır. Aynı çalışmada yüksek miktarlardaki CRH' nin erken
doğum ile ilişkisinin olabileceği gösterilmiştir. Beyin ve plasenta
tarafından üretilen CRH doğum eylemi ile yakından ilgilidir. CRH vücutta
prostoglandin adı verilen ve rahim kasılmalarına yol açan bazı maddelerin
salınmasını tetikler. CRH, stres ortaya çıktığında beyinden salgılanan ilk
hormondur. Erken doğan bebeklerin kilolarının düşük olması normaldir. Ancak
stres, zamanında doğan bebeklerin kilolarının da olması gerekenden daha düşük
olmasına yol açmaktadır. CRH ve benzeri stres hormonları, plasentaya giden
damarlarda daralmaya neden olarak bebeğe daha az oksijen ve besin maddesi
gitmesine neden olmaktadırlar. Bu durum, bebeklerdeki gelişme geriliğinin
sebebi olabilmektedir.
Öte yandan yaşanan stresin anne adayının davranış ve alışkanlıklarının
değişmesine neden olarak erken doğum ve düşük doğum kilosuna yol
açabilmektedir. Yüksek oranda stres yaşayan bir kadın sağlıklı yaşam
koşullarına dikkat etmeyebilir, yeterli ve düzgün beslenmeyebilir ve hatta
alkol-sigara gibi hamilelik üzerinde olumsuz etkileri olduğu kanıtlanmış
alışkanlıklar edinebilir. Bu alışkanlıklar sadece erken doğum ve düşük doğum
ağırlığına değil, bebekte bazı yapısal anomalilere de yol açabilmektedir.
Stresin Gebelik Üzerine Etkileri
Nelerdir?
Yapılan çalışmaların stresin bazı
gebelik komplikasyonları ile de ilgisinin olabileceğini göstermektedir.
Yapılan bir araştırmada, gebeliklerinin erken döneminde yoğun stres yaşayan
kadınlarda gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ve preeklampsinin yaklaşık 3 kat
daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Amerika'da yapılan bir başka çalışma ise
yoğun stresin düşük riskini 2-3 kat arttırdığını ve bu artışın 32 yaşından
büyük kadınlarda daha belirgin olduğunu ortaya koymaktadır.
Hamilelik süreci hem kadın hem de ailesi için özel ve farklı bir dönemdir ve
bu dönemde hamile kadının vücudunda, duygularında, ve yaşam tarzında
değişiklikler meydana gelebilmektedir. Bu değişiklikler yaşam kavgası içinde
iş ve aile yaşantısında pek çok zorluk yaşayan kadına yeni stresler de
eklemektedir. Stres rahatsız edici boyutlara ulaştığında bütün insanlar için
olduğu gibi hamile bir kadın için de zararlı olabilmektedir. Aşırı stress kısa
dönemde halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk, anksiyete, iştahta artma ya da
azalma, baş ve sırt ağrılarına yol açabilmektedir. Yüksek düzeyde stres uzun
süre devam ettiğinde enfeksiyonlarla başa çıkma yeteneğinde azalma, yüksek
tansiyon ve kalp hastalıkları gibi problemleri beraberinde getirebilir.
Hamileliğe bağlı ortaya çıkan bulantı, kusma, sık idrara çıkma, bel ağrısı,
ellerde ve ayaklarda şişlikler gibi belirtiler hamile kadın için stres
kaynağı olabilmektedir. Hamilelik sürecinde ortaya çıkan hormonal değişimler
de ayrıca kadının psikolojik durumunda ve mizacında ciddi değişikliklere
neden olabilmektedir.
Doğum Korkusu nun (Sezeryan Veya
Normal Doğum ) Yaratabileceği Stres Nedir?
Hamile kadın ve eşini strese sokan
önemli bir faktörün de bebeklerinin sağlık durumu ve doğumda bir problem
çıkıp çıkamayacağı korkusudur. Bebeğin sağlıklı olup olmadığı hemen hemen tüm
kadınlarının zihnini tüm hamilelik süreci boyunca meşgul eder. Bununla
birlikte özellikle ilk hamileliğini yaşayanlar, doğum süreci ve doğum şekli
ile ilgili olarak da sıkıntılar yaşarlar. Kadınların pek çoğu doğum sancıları
ile başa çıkamayacağını, rahat ve güzel bir doğum yapamayacağını ve bebeğine
zarar verebileceğini düşünmektedirler.
Ayrıca bebeğin doğumu ve sonrasındaki harcamalar sırasında sıkıntı
yaşayacakları korkusu geleceğin ebeveynlerini huzursuz eder. Özellikle son
yıllarda tüm dünyada yaşanan ekonomik krizler nedeniyle işsiz kalma
korkusunun da eklenmesi, yaşanan stresin artmasına neden olmuştur. Tüm bu
streslerin eğer riskli bir gebelik söz konusuysa artabileceğini de unutmamak
gerekir. Hamileliğin getirdiği yüksek risk nedeni ile işinden ayrılmak
zorunda kalan, hele hele yatağa bağlanmak zorunda kalan kadın için önündeki
dönem oldukça zor geçebilmektedir. Her birey farklı durum ve davranışları
stres kaynağı olarak görebilmektedir. Birisi için eğlenceli olan bir durum
diğeri için stres kaynağı olabilir. Benzer şekilde bireylerin strese verdiği
cevaplar da farklıdır.
Gebeler Stresten Korunmak İçin
ne Yapabilirler?
Her hamile kadın özel ve iş
yaşantısındaki stres kaynaklarını belirlemeli ve bunlarla mücadele yöntemleri
geliştirmeye çalışmalıdır. Hamile olsun ya da olmasın her kadın eğer sağlıklı
ve güçlü ise stres ile daha kolay mücadele edebilir. Bu nedenle hamile bir
kadın sağlıklı beslenmeli, yeteri kadar uyumalı, alkol ve sigaradan uzak
durmalı ve egzersiz yapmalıdır. Egzersiz kadının güçlü olmasını sağlar ve
yorgunluk, halsizlik ve bel ağrıları gibi hamilelik ile ilgili
rahatsızlıkların görülme sıklığını azaltmaktadır.
Eş, aile ve iş arkadaşlarının desteğinin de çok önemli olduğunu unutmamak
gerekmektedir . Bu kişiler hamile kadına duygusal açıdan destek
olabilecekleri gibi, işlerinde yardımcı olarak da kadının yaşadığı stressin
azalmasına yardımcı olabilmektedirler. Hamilelikte önerilen bazı stres ile
mücadele teknikleri bulunmaktadır.
Hamilelik Sürecinde Stresle Başa
Çıkmak İçin Ne yapmak Gerekmektedir?
Özellikle gevşeme teknikleri doğum
sırasında da kadına yardımcı olmaktadır. Bebeğinizin ve kendinizin sağlığı
için gevşeyin. Dinlenmek için gün içinde kendinize zaman ayırın. Rahat bir
pozisyon alın. Telefon ve televizyon gibi cihazların olmadığı bir odada
uzanın. Zihinsel olarak kendinizi hazırlayın. Aklınızdan her şeyi çıkartarak
gevşemeye çalışın. Soluk alıp verişiniz üzerine odaklanın. Karnınızdan
(göğsünüzden değil) nefes alıp verin. Yavaş, derin ve ritmik bir şekilde
soluk alıp verin. Kaslarınızı dinleyin ve onları gevşetmeye çalışın.
Kendinizi huzur verici bir yerde düşleyin. Bebeğinize güzel sözler
fısıldayın. Bunları her gün 20-30 dakika süreyle yapın. Ayrıca
rahatlatıcı, hoşlandığınız bir müziği de dinlemeyi unutmayın.
Stresle Başa Çıkmak için Bazı Öneriler:
Düşünme Tarzınızı değiştirin.
Kendimizi nasıl
hissettiğimiz ve duygularımız, hayata nasıl baktığımıza bağlıdır. İnsanın
düşünme tarzını ya da inanışlarını, bunların yanlış olduğunu bilse de,
değiştirmesi uzun bir süreçtir. Hayatımızı yönlendirecek olan düşünce
tarzını, hayatın içinden çekip çıkarmayı öğrenmeliyiz.
Derin Bir Nefes Alın.
Stres çoğu
zaman derin derin nefes almanızı engeller. Sık sık ve az nefes almanıza sebep
olur ki, bu durum gerginliğinizi daha da arttırır. Göğsünüzde bir gerginlik
hissedip hissetmediğinize bakın. Belki farkında farkında bile olmadan
nefesinizi tutuyorsunuzdur. Derin nefes alamamak, kanınıza az oksijen
gitmesine sebep olur ve bu da kas gerginliğine yol açar. Bu durumda baş ağrısı
çekebilir kendinizi gergin ve sinirli hissedebilirsiniz. Kendinizi gergin
hissettiğinizde 1 dakika boyunca derin derin nefes alın. Nefesi burnunuzdan
alıp ağzınızdan verin.
Zamanınızı İyi Kullanın.
Stresin en
önemli kaynaklarından biri, pek çok şeyi aynı anda yapmaya çalışmak ve zamanı
etkin planlayamamaktır. Dağınıklık ve plansızlık, stresi besler. Yapmak
istediğiniz pek çok şey aynı anda, bir arada olursa, karışıklığa,
unutkanlığa ve bitirilmemiş pek çok işiniz kaldığı duygusuna kapılmanıza
neden olur. Bunun için yapacaklarınızı mutlaka planlayın. Rahat takip
edebileceğiniz gerçekçi bir plan yapın ve bu planda stresle başa çıkmak için
harcadığınız zamanı da kaydedin.
Sosyal Ortamlarda Bulunun.
Sosyal
etkinliklerinizi ve arkadaş çevrenizi genişletin. Sevdiğiniz insanlarla
birlikte olun.
İyi
Vakit Geçirmeyi Bilin.
Yaşamın
baskısından kurtulup, eğlenmeye de ihtiyacımız vardır. Kendinize, eğlenip,
keyif alabileceğiniz ortamlar yaratın.
Konuşun.
Duygularınızı
ifade edin. İfade edilmeden birikmiş duygular hayal kırıklığı ve stres
yaratır. Güvendiğiniz arkadaşlarınıza, ailenize ya da kocalarınıza
duygularınızı anlatın.
Gergin Hissetiğinizde Bir Dakika Durun.
Her ne yapıyorsanız onu bırakın ve bir dakikalığına kendinizi o
gergin anınızda, olmak istediğiniz, sevdiğiniz, sizi rahatlatacak bir yerde
hayal edin.
Fiziksel rahatlığınıza Önem Verin.
Rahat giysileri
ve rahatlatıcı ortamları tercih edin.
Hareket edin.
Fiziksel
aktivitenizi arttırın. Fiziksel aktivite stresi önlemede ve azaltmada çok
etkilidir. Sevdiğiniz egzersizleri ve sporları sürekli ve düzenli olarak
yapın.
Sağlığınıza Dikkat edin.
İyi beslenin,
iyi uyuyun, yeterince dinlenin. Gerçekten hoşlandığınız ve düzenli olarak
yapabileceğiniz bir spor yapın, ya da kendinize seveceğiniz bir egzersiz
programı hazırlayın.
Gülün.
Mizah duygusuna
sahip olmak çok önemlidir. Sizde mizah duygunuzu geliştirmeye çalışın.
Sınırlarınızı Bilin.
En önemli stres
kaynaklarından biri, kişinin aslında kontrol edemeyeceği kişi ya da olayları
kontrol etmek istemesidir. Stresli bir durumda karşılaştığınızda “Bu benim
çözmem gereken bir sorun mu” diye düşünün ve eğer cevap hayır ise, hemen o
olaydan uzaklaşın. Durumu olduğu gibi kabullenmek zorunda olduğunuz durumlar
olduğunu bilin ve bunları kabullenin.
Hep Haklı Olamazsınız.
İşler sizin
istediğiniz gibi gitmeyebilir. Yardımlaşmayı ve yan yana olmayı, karşı
karşıya olmaya tercih edin. Karşılıklı özveri ve alttan almalar daha sorunsuz
ilişkiler geliştirmenizi sağlar. Başkalarına karşı anlayışlı olmazsanız, bu
sizde hayal kırıklığı ve öfkeye sebep olur. Başkalarını eleştirmekten
kaçının. Diğer insanların, hoşunuza giden taraflarını övmeyi öğrenin. Kendi
iyi özellikleriniz ve iyi yaptığınız işler için de kendinizi övün.
Ağlamaktan çekinmeyin.
Ağlamak
istediğinizde ağlamak sağlıklıdır. Eğer içinizden geliyorsa ağlayın, içinizde
tutmayın.
Etrafınızdaki Güzel Şeyleri Görün.
Stres altında olduğumuzda olumsuz düşünme ihtimalimiz daha
yüksektir. Siz yine de etrafınızdaki küçük güzellikleri ve mutlulukları
görmeye çalışın.Gevşeme teknikleri ya da meditasyon gibi rahatlama yolları
öğrenin.
Geri
Normal
Doğum Mu, Sezeryan Mı?
Gebelikte
Hipertansiyon, Preeklampsi
Gebelikte
Yoga Ve Meditasyon
Hamilelikte
Masaj Ve Masaj Teknikleri
Gebelik
Egzersizleri Ve Doğuma Hazırlık
Gebelik
Ve Panik Atak, Depresyon Anksiyete
|
|
|
|
|
|
|
e-gebelik.net
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Site içi arama
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
webmaster
|
|
|