|
Gebelikte Yapılan
Testler İle Gebelikte yapılan İncelemeler
Hamilelikte
yapılan testler ile hamilelikte yapılan incelemeler nelerdir?
Hamilelikte ortaya çıkabilecek bazı problemleri teşhis edebilmek için
gebelikte yapılan testler aşağıda sıralanmıştır. Bunlardan bazıları tüm
gebe kadınlarda rutin olarak doktor tarafından istenmektedir. Rutin
dışındaki diğer “gebelikte yapılan testler”,sizin ve ailenizin tıbbi öyküsü
doğrultusunda gerekli görülürse doktorunuz tarafından istenecektir. Akılda
tutulması gereken şey ise bu “hamilelikte yapılan testler” normal çıkmasa
da,testler her zaman bir problem olduğunu göstermez. Böyle durumlarda genel
olarak ek testlere ve incelemelere ihtiyaç duyulur veya anormal sonuç veren
test yenilenir. Eğer gerçekten bir problem tesbit edilirse bunun ne anlama
geldiği ve tedavi edilebilme olanaklarını kadın doğum uzmanınız ile
görüşünüz. Tüm bu tıbbi girişimlerde, testlerin kendisi ya da tedavi
yöntemleri ile ilgili bazı mutlak riskler de söz konusudur. Uygulamalardan
önce bu riskleri de doktorunuzla konuşunuz, sizlere en uygun dönemde bir
program dahilinde gebelikte yapılan testler planlanacaktır.
Kan gurubu, kan
uyuşmazlığı testi, Rh ( Rhesus ) testi .
Kan gurubu,
kan uyuşmazlığı Rh ( Rhesus ) testi Rh pozitif (+) ya da Rh negatif ( - )
kana sahip olduğunuzu gösterir.Kadınların % 8 – 15 kadarı Rh negatif kan
grubundandır.Rh negatif kana sahip olmak gebelik açısından bir problem
anlamına gelmez.Rh negatif kana sahip olmak eğer baba Rh (+) ise bebeğin de
Rh (+) olabilme ihtimalinden ve gebelikte “kan uyuşmazlığı” olabilmesi
dolayı kaygı uyandırır. Gebeliğiniz boyunca ortak kan dolaşımı olması
sebebiyle bebeğiniz ve sizin kanınız birbiriyle karışacaktır. Sizin Rh (-)
kanınız ile bebeğinizin Rh (+) kanı karşılaştığında vücudunuz Rh (+) kan
hücrelerini yabancı bir düşman olarak görerek ona karşı antikor denilen
koruyucu hücreler üretecektir.Bu antikorlar ortak kan dolaşımınız sayesinde
tekrar bebeğinize ulaştığında bebeğinizin Rh (+) kan hücrelerini yok
edeceklerdir.Bu nedenle eğer siz Rh (-),bebeğiniz de Rh (+) kan grubuna
sahipseniz,bebeğinize karşı ne kadar antikor ürettiğinizi anlamak
için,doktorunuz,gebeliğiniz boyunca belirli aralıklarla bunu kontrol ve
takip edecektir.
Rh uyumsuzluğu ( kan uyuşmazlığı) ilk gebelikte çoğunlukla tehlike arzetmez,çünkü
genellikle Rh (+) bir bebeğe ilk kez gebe kalan bir anne adayı,yeteri kadar
antikor üretene kadar doğum gerçekleşmiş ve dolayısıyla da ilk bebek bu
durumdan hemen hemen hiç etkilenmemiş olur.Ancak aynı anne sonraki
gebeliklerden birinde tekrar bir Rh (+) bebeğe gebe kalacak olursa bu bebek
için gerçek ve önemli bir tehlike söz konusudur,çünkü;bu sefer annenin
koruyucu antikorları yeterli sayıda ve saldırıya hazırdırlar.Rh uyumsuzluğu
olan tüm gebeliklerde,gebeliğin 28.haftasında mnce indirekt coombs testini
takiben ve doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde bebeğin kan gurubunu
öğrendikten sonra ,Rh immunglobini / Anti _ ) denen iğnenin anneye
yapılmasıyla, oluşabilecek komplikasyonlardan korunulmuş olunur.Bu
enjeksiyon antikor oluşma riskini büyük oranda azaltacaktır ve diğer
gebelikteki bebeği kan uyuşmazlığından koruyacaktır..Böylece sonraki
gebeliklerinizde Rh uyumsuzluğuna bağlı bir problem yaşamanız engellenmiş
olacaktır. Rh (-) kan grubundan olan bir kadın dış gebeliğe 8ektopik
gebelik) maruz kalmış veya düşük yapmış olsa bile,ya da gebeliği devam
ederken koryonik villus örneklemesi,perkütan umblikal kord örneklemesi veya
amniyosentez gibi bir takım perinatolojik ileri tetkiklerin uygulaması
altına giriyorsa mutlaka anti –D Rhogam ( Rh immunglobini ) enjeksiyonu
yapılması gerekir.
Tam Kan sayımı Hematokrit ve Hemoglobin kontrolü .
Hamilelikte yapılan testler arasında önemli bir parametredir. Gebelikte çok
yaygın olarak özellikle Türk kadınlarıda beslenme alışkanlığımızdan dolayı
görülebilen anemi ( kansızlık ) ya da kırmızı kan hücrelerinde azalma gibi
durumları anlamak için hemoglobin ve hemetokrit seviyeniz kontrol edilmiş
olması gerekir.Gerçi bu kontrolde herhengi bir eksiklik tesbit edilmese
de,gebelikte demir ihtiyacı artacağı için,doktorunuz mutlaka size bir demir
ilacı ya da demir de içeren bir multivitamin verecektir.Bu demir ilaçları
dışkınızı koyu renge , siyaha yakın bir renge boyayacaktır.Ayrıca verilen
bu gebelik vitaminler ilaçları kabızlığa da neden olabilir.
Kan eksikliği demir eksikliğine bağlı olabileceği gibi Megaloblastik anemi,
Pernisiyöz anemi, Orak hücreli (Sickle cell) anemi, Thalesemi durumları,
maligniteler ve bazı sistemik rahatsızlıkların bir belirtisi olarak da
karşımıza çıkabilir. Ülkemizde özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde
Thalesemiye (Akdeniz anemisi) bağlı anemiler sıklıkla görülmektedir.
Tam idrar
testi (TİT) , gerekirse idrar kültürü
İlk muayenede istenilen testlerden biride tam idrar testidir, idrar
tahlilleri böbrek fonksiyonlarının indirekt bir göstergesi olduğu gibi gizli
veya aşikar idrar yolu enfeksiyonu varlığını konusunda da bilgi verir. İlk
aylardaki idrar yolu enfeksiyonları gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaları
arttırır, idrarda yanma ve/veya kasık ağrılarına neden olabilir. Son
aylardaki gizli veya aşikar enfeksiyonlar ise erken doğum sancılarına sebep
olabilir
Kan biyokimyası
Açlık kan şekeri (AKŞ), Üre (BUN), SGOT, SGPT, Kreatinin gibi biokimya
testleri gebeliğin ilk üç ayında bazı hekimler tarafından rutin gebelikte
yapılan testler kapsamında yapılmaktadır.Karaciğer ve böbrek hastalıklarının
gebeliğin hemen başlangıcında tespiti takip açısından önemlidir. Nitekim
gebelikte bu organların yükleri de artacaktır. İleri derecede böbrek veya
karaciğer problemlerinde gebelik sonlandırılabilir. Özellikle şeker
hastalığı (diabet), yüksek tansiyon (hipertansiyon) gibi sistemik
rahatsızlıkların varlığında bu testlerin önemi artar. Bu durumlarda hekimler
ek olarak bazı testler de isteyebilir
Gonore ve Klamidya
testleri
Gebelikte yapılan testler arasında her zaman rutin olarak yapılmazlar ,
şüphe var ise doktor talep edebilir.Seks yoluyla geçen bu doğum sırasında
anneden bebeğe bulaşabilecek olan gonore enfeksiyonu gonokokkal konjunktivit
denilen ve tadavi edilmediğinde bebekte körlükle sonuçlanacak bir hastalığa
da neden olabilir.Gonore ya da klamidya enfeksiyonu bulunan bir kadın
antibiyotikler kullanılarak daima güvenli bir şekilde tedavi edilebilir.
Klamiya ile enfekte olan anneden doğan bebeklerde ise,pnömoni ( zatürre
),kulak enfeksiyonları ve körlüğe kadar gidebilen göz enfeksiyonlarına neden
olabilirler.Klamidya servikal muayene ve serviksten alınan hücre
örneklerinin incelenmesi ile teşhis edilebilir ve daima antibiyotiklerle
kolayca tedavi edilebilir.
Sfiliz testi ,VDRL
Gebelikte yapılan testler arasında her zaman rutin olarak yapılmazlar .Sfiliz;
cinsel yolla bulaşan ve tüm vücuda yayılarak,kalp hastalıklarına,nörolojik
arazlara ve hatta ölüme neden olabilecek bir hastalıktır.Gebelik sırasında
düşüklere ya da erken doğuma neden olabildiği gibi doğan bebeklerde de
anemi,sinir sistemi arazları,kemik ve diş yapısında bozukluklar ve karaciğer
hastalıklarına neden olabilir..Şüphe durumunda yapılması gerekir. Bazı
hekimler gebelik testleri arasında rutin olarak yaparlar.
Rubella testi, Kızamıkçık testi .
TORCH testi arasında bulunan bir testtir. Rubella (kızamıkçık testi ) testi
,kızamık virüsüne karşı bağışık olup olmadığınızı gösterir.Çocukluğunda
hemen her kadın aşılandığı için genellikle herkes kızamıkçığa karşı
bağışıktır.Eğer bağışık değilseniz doktorunuz size,gebeliğiniz boyunca
kızamıklı kişilerden uzak kalmanızı önerecektir çünkü gebelikte kızamıkçık
aşısı yapılmaz. Yine de enfekte bir kişiyle karşılaşmak her zaman
enfeksiyonu kapmak demek değildir,fakat,eğer gebeliğinizin ilk 3 ayı içinde
enfekte olmuşsanız bebeğinizde doğumsal bir anomali gelişme ihtimali vardır.
HIV tesi, AIDS testi .
HIV, AIDS neden olan virüstür.AIDS,vücudun enfeksiyon hastalıklarına karşı
savaşma kabiliyetini yok eder.HIV ya da AIDS için kesin olan tedavi
olamamakla birlikte,uygulanacak tedaviler yaşam uzatıcı ve koruyucu
olacaktır.HIV,enfekte vücut sıvıları ( örneğin meni,kan ve vajinal salgı )
ile bulaşır. Aslında her gebe kadının,riskli olup olmadığında ya da daha
önce HIV testi yapılıp yapılmadığına bakmaksızın bu testi yaptırması
gereklidir.HIV virüsü taşıyan bir anne adayı virusu mutlaka bebeğine de
geçireceği için bu testi yaptırmış olması çok önemlidir
Hepatit B virus taraması.
Gebelikte yapılan testler arasında önemli bir parametredir. Hepatit B
virüsü enfekte kan,meni,vajinal salgı ve tükrük gibi vücut sıvıları ile
bulaşır.Hepatit B virüsü açısından risk alyındaki kişiler;sağlık
çalışanları,birden fazla seks partneri olanlar,daha önce seks yoluyla
bualaşan bir hastalık geçirmiş olanlar,damardan uyuşturucu kullananlar,kan
nakli yaptıranlar veya diyaliz tedavisi görenlerdir.Gebe kadınlar basit bir
kan testiyle hastalıklı olup olmadıklarını anlayabilirler. HBsAg, ve Anti
Hbs kanda bakılarak hepatit B tespiti yapılabilmektedir.
Hepatit B taşıyıcı
annelerin bebeklerine doğum sonrası aşı ile serum uygulaması yapılır ve
belirli aralıklarla aşı tedavisi devam eder. Bu şekilde bebeğin aktif olarak
bağışıklanması sağlanır. Ancak maalesef Hepatit C ve AIDS virüsünü taşıyan
gebelerin doğan bebekleri için hastalıktan koruyucu etkin bir tedavi
günümüzde bulunmamaktadır.
Toksoplazma testi .
Toksoplazmozis enfeksiyonu , çiğ et yemekle ve özellikle kedi gibi çiğ et
yiyen hayvanların dışkılarına temasla bulaşır.Gebelikte bu enfeksiyona maruz
kalmak,bebekte bir takım doğumsal arazlara neden olabilir.
Toksoplasma özellikle kedi ve köpek dışkıları bulaşmış yenilen gıdalardan
alınır. Özellikle çiğ et ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzeler Toksoplasma
parazitinin geçmesinde rol oynar. Gebeliğin başında yapılan antikor tarama
testlerinde Ig M ve Ig G antikorlarının her ikisinin de negatif olması
durumu vücudun toksoplasma paraziti ile hiç karşılaşmadığını gösterir. Bu
durumda gebeliğin sonuna dek toksoplasmadan korunma şarttır.
Postprandial Glikoz Testi (PPG) 50 gram glukoz yükleme
testi
Glukoz tolerans
testi ( GGT ),gebeliğinin 24 – 28 haftalarında her gebe kadına
uygulanmalıdır.Bu test,aslında diabet ( şeker ) hastalığı gibi olamamakla
birlikte, gestasyonel diabet denilen ve gebelikte hormonların etkisiyle
ortaya çıkan klinik durumun tesbit edilmesinden ibarettir.Gebelikleri
sırasında yapılan bu testte kan şekeri yüksek çıkan gebelerin bebekleri
çoğunlukla normalden daha iri olurlar ve doğduktan sonra,hayatları boyunca
da diabet hastalığı açısından yüksek risk taşırlar.Bu test için size,önce
şekrli,standart bir içecek verilir.Sonra,kısa bir zaman sonra kan şekerinin
seviyesi tesbit edilir.Kan şekerinizin yüksek çıkması her zaman gestasyonel
diabet demek değildir ve sadece daha ileri tetkiklerin yapılmasına neden
olur.Bu gebelik
haftasında kişilere sabah aç karınla 50 gram toz glukoz sulandırılarak
içirilir ve bir saat sonrasında tetkik için kan alınır.
Alınan kan örneğinde kan şekeri değerinin 140 mg/dl ve üzerinde olması
durumunda test pozitif olarak kabul edilir ve bu gebelerde bir gün sonra 100
gram standart glukoz tarama testine geçilir.Bazı gebeler bu oldukça tatlı
olan bu suyu içmede problem yaşayabilirler, örneğin bulantı ve kusmaları
olabilir. Bu durumda laboratuara giderken yanlarında “limon” götürüp tatlı
suyun içine sıkmak suretiyle şikayetleri genel olarak giderilecektir.
OGTT,
Oral Glikoz Tolerans Testi, 100 gram şeker tarama testi
50 gr tarama testi (+) çıktığı zaman yapılır. 100 gram standart tarama
testinde bu kez gebelerden sabah aç karınla kan alınır ve hemen sonrasında
100 gram toz glukoz sulandırılarak içirilir. İçimden 1 saat, 2 saat ve 3
saat sonra tetkik için kan alınır. Böylece açlık kan şekeri ile birlikte
toplam 4 ayrı kan şekeri değeri elde edilmiş olur. Bu 4 değerden 2 veya daha
fazlasının standart değerlerin üzerinde olması durumunda gebeler
”gestasyonel diabet (gebeliğe bağlı diabet, gizli şeker hastalığı)” teşhisi
alarak kalori kısıtlaması amacıyla diyetisyene gönderilirler.
İndirekt
Coombs Testi
28 gebelik haftasında yalnızca kan uyuşmazlığı olan gebeler yeniden
İndirekt Coombs testine bakılarak değerlendirilir, sonuç negatif ise bebeğin
etkilenmediği anlamına gelir. Doktorun önerisi ile gebeliğin sonuna kadar
etkilenmeden (immünizasyon) korumak amacıyla gebeye “Anti D Immunglobulin”
iğnesi , Rheogam, yapılıır.
İkili test, 11-14 hafta testi
Gebelikte yapılan testler arasında rutin uygulanır ve ilk trimester tarama
testinin amacı Down sendromunun erken gebelik haftalarında yakalanmasıdır.
Son adet tarihine göre 11-14 . gebelik haftaları arasında uygulanan testte
anne adayından kan alınarak serbest ß-HCG ve PAPP-A biyokimyasal değerlerine
bakılır. Kan testi ile birlikte bebekte “ense kalınlığı” (NT) ölçöümü de
yapılır. “İkili test” olarak anılan işlemde her iki biyokimyasal değer
bilgisayar programında değerlendirilir ve ortaya bir risk oranı çıkar. Risk
oranının 1/250’nin üzerinde olması Down sendromu açısından ileri tetkiki
gerektirir.
Üçlü test, tirple test;
Gebeliğin 16-20 haftaları arasında anne kanından alınan örnekte ß-HCG, alfa
feto protein (AFP) ve bağlanmamış estriol (uE3) denilen üç biyokimyasal
maddenin ölçümü ile yapılır. Bu ölçümler gebelik haftasına göre annenin
yaşı, vücut ağırlığı, ırkı, annede diyabet olup olmaması, sigara içip
içmediği, öyküde önceki gebeliklerin özellikleri ile birlikte
değerlendirilir. Büyümekte olan bebekte olabilecek nöral tüp defekti ve bazı
kromozomal anormalliklerle (Down sendromu ve trizomi 18) karşılaşılma riski
hesaplanır. Sorun çıkar ise detaylı ultrasonografi ve amniosentez önerilir,
ideali 16-20 gebelik haftaları arasında yapılmasıdır
Dörtlü
test
Son günlerde gittikçe daha fazla yapılmaya başlayan bir testtir. Hamilelikte
yapılan testler arasında rutinde değildir. Dörtlü test tıpkı ikili test ve üçlü test gibi
DownSendromu, nöral tüp defekti ve Trizomi 18 adı verilen hastalıkların
bebekte olma riskini belirleyen bir tarama testidir. Diğer iki test ve tüm
tarama testleri gibi bebekte hastalık olup olmadığını değil sadece o
hastalıkların o bebekte bulunma riskini belirler. Eğer risk kabul edilebilir
sınırların üzerindeyse bu anne adaylarında ileri ve tanı koydurucu
incelemelerin yapılması gündeme gelir Dörttlü test anne adayından kalınan
kan örneğinde dört değişik maddenin düzeylerinin saptanması temeline
dayanır. Bu maddelerin düzeyleri, annenin beklenen doğum tarihindeki yaşı,
sigara kullanımı, kilosu ve boyu gibi değişkenler de gözönüne alınarak
bilgisayar programları tarafından
işlenir ve sonuçta bir risk belirlenir. Dörtlü teste incelenen maddeler
şunlardır: beta-hCG , Alfa-feto protein (AFP) , Estriol (E3) , Dimerik
inhibin-A (DIA)
Rutin
Ultrasonografi.
Ultrason ya da ultrasonografi (usg ) ,ses dalgalarını kullanarak fetüsün
değerlendirilmesine yarayan bir görüntüleme metodudur.Gebeliğin erken
dönemlerinde yapılan usg,gebeliği teyid etmek,gebeliğin gerçek yaşını ve
uterus içindeki lokalizasyonunu tesbit etmek ve fetus sayısını belirlemek
için uygulanır.Daha sonraki ultrason kontrolleri ise,bebeğin zamanla uyumlu
olarak gelişip gelişmediğini ve bebeğin merkezi sinir sistemi ile diğer
organlarını takip etmek için uygulanır.Bir kısım doğumsal anomalileleri
tesbit edebilmekle birlikte bütün doğumsal defektleri tesbit etmek mümkün
değildir.
NST, Non-stes testi .
Non-stres testi ( NST ) , bebeğe ait kalp atımlarını anne karnında takip
etmeye yarayan elektronik bir monitörizasyon sistemidir. Sonuçları,fetüsün
sağlığı konusunda sizi ve doktrounuzu yeterince rahatlatacak
güvenliktedir.Genellikle diabetli ya da yüksek tansiyonlu riskli gebelerde,
çoğul gebeliklerde veya diğer gebelik komplikasyonlarında gerek duyulur.Gün
geçmesi durumunda gebelikte yapılan testler arasında yapılması gereken bir
incelemedir.
Biyofizik profil .
Bebeğin sağlık durumunu değerlendirme testlerinin topluluğudur. Biofizik
profil ( BFP ) ,ultrason kullanılarak,bazen NST nin de eklenmesiyle birlikte
fetusun gelişim parametrelerini değerlendirmek için uygulanan bir testtir.Bu
test ile fetal solunum,vücut hareketleri,kas yonusu ve amniyotik sıvı
miktarı değerlendirilir.
Geri
Hafta
Hafta Gebelik
|
|
|