Doğum
Kontrol Haplarının Yan Etkileri
|
Doğum
kontrol haplarının (OKS-Oral kontraseptif ) kullanımı sırasında bazı yan
etkiler yaşanabilir, bazıları hasta uyumunu etkileyerek ilaç kullanımını
terk etmesine neden olabilir. Doğum kontrol hapı kullanımında görülen
etkilerin hemen hepsi zararsızdır ve kolaylıkla düzeltilir.OKS kullanan
kadınların %80'inden fazlasında herhangi bir yan etki ortaya
çıkmamaktadır. |
Doğum
kontrol hapı kullanımında en sık karşılaşılan olumsuzluklar şunlardır:
Ara
kanamalar, lekelenmeler
Kişinin tedaviye olan uyumunu etkileyen en önemli faktörlerden birisi hap
kullanımı sırasında görülen ara kanamalar ve lekelenmelerdir.Lekelenme
genellikle koyu kahverengi ve az miktardaki kanamadır. Bu kanamalar hastada
endişeye neden olabilir. Kullanımın ilk ayında %10-30 oranında, 3. ayın
sonunda ise %1-10 oranında görülür.
Bu
kanamaların nedeni rahim içini döşeyen endometrium tabakasındaki
değişikliklerdir. Normalde kalın olan endometrium OKS içindeki düşük doz
hormonların etkisi ile daha ince bir hal alır.OKS kullanırken endometrium
normaldeki kadar kalınlaşmaz. Hap kullanımı sırasında adet kanamalarının her
zamankinden daha az olmasının nedeni de bu etkidir. Bu sayede döllenme olsa
bile embriyo yerleşebileceği uygun bir ortam bulamayacağı için gebelik
gerçekleşmez. Endometrium bu yeni hormonal düzene uyum sağlarken zaman zaman
dökülmeler olabilir. Bu dökülmeler yada bilimsel adı ile kırılma
kanamalarının nedeni doğum kontrol hapının içindeki progesteron hormonudur.
Kanamalar
sıklıkla kullanımın ilk 3 ayından sonra kaybolur. Bazı durumlarda ise aradan
aylar geçmesine rağmen ara kanamalar hiç kesilmez yada birden ortaya çıkar.
Bu kanamanın nedeni de benzer şekilde progesteron hormonunun endometriumda
yarattığı değişikliklerdir. Durumun 3-4 aydan uzun sürmesi durumunda bir üst
doza geçmek gerekli olabilir.Hangi tür ilaç olursa olsun ara kanama görülmesi
ilacın etkinliğini azaltmaz.
Doğum
kontrol hapı kullanılırken ara kanama yada lekelenme ortaya çıktığında hiçbir
şey olmamış gibi hap kullanmaya devam etmek gereklidir.Hap bitmeden asla
yarıda bırakılmamalıdır. Eğer kanamanın miktarı sizi çok rahatsız edecek
boyutta ise doktorunuz hap kullanımına devam ederken ek başka haplar vererek
kanamanızı kesecektir.
Amenore (adet
kanamasının kesilmesi)
Bazı kadınlarda doğum kontrol hapındaki rahmin içini döşeyen ve her adet
kanaması ile atılan endometrium tabakasında incelmeye neden olan
progesteronun etkisi o kadar baskın olur ki endometriumda kanama yaratacak
kadar dahi kalınlaşma olmaz. Bu nedenle kişi hap alımına ara verilen 7 günlük
dönemde adet kanaması görmez.
Bu durum
endometriumda kalıcı bir hasarın belirtisi değildir. İlaç kullanımı bırakılıp
yumurtalık fonksiyonları geri geldiğinde kandaki östrojen düzeyi artacak ve
endometriumu uyararak yine kalınlaşmasını sağlayacaktır. Benzer şekilde daha
yüksek doz östrojen içeren ilaçlar kullanıldığında da düzenli kanamalar
görülecektir.
OKS
kullanırken adet kanamalarının kesilmesi ileride gebe kalma potansiyelini
hiçbir şekilde etkilemez. OKS kullanımında ilk kez adet görülmemesi olduğunda
mutlaka test yapılarak olası bir gebelik varlığı ekarte edilmelidir.
Kilo artışı
Doğum kontrol hapları ile ilgili en önemli endişelerden bir diğeri de kilo
artışına neden olacağı inancıdır. Oral kontraseptiflerin kilo aldırıcı yada
iştah arttırıcı etkileri yoktur. Ancak özellikle kullanımın ilk aylarında
hafif ödem yapıcı etkileri vardır ve bu ödem kilo artışı olarak
algılanabilir.
Memelerde
hassasiyet
Meme hassasiyeti kullanımının özellikle ilk ayında sıkça karşılaşılan bir
durumdur ve takip eden dönemde kendiliğinden kaybolur. Devam eden meme
hassasiyeti çoğunlukla fibrokistik meme yapısına sahip kadınlarda görülür. Bu
tip kadınlarda hassasiyet adete yakın dönemlerde artar ve kanamanın başlaması
ile birlikte azalır. Kullanıma devam ettikçe hassasiyetin azalmaması
durumunda hastanın bir meme hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmesi
uygun olur.
Baş ağrısı
Düşük doz doğum kontrol hapları nadiren baş ağrısına neden olurlar. Baş
ağrısı genelde hap kullanımına 7 gün ara verilen dönemde olur. Hap
kullanımına devam ederken ortaya çıkan ve ilaç ile geçmeyen ağrı varlığında
mutlaka jinekoloğunuza haber vermelisiniz.
Mizaç
değişiklikleri ve depresyon
Mizaç değişiklikleri ve depresyon çoğu zaman doğum kontrol haplarından
bağımsızdır ancak potansiyel bir yan etki olarak kabul edillirler. Böyle bir
durum ortaya çıktığında başka bir progesteron içeren farklı bir marka hapın
kullanılması şaşırtıcı olarak sorunu giderir. Eğer sorun devam ediyorsa hap
kullanımına 1-2 ay ara verip değişikliğin kaybolup kaybolmadığı kontrol
edilmelidir.
Bulantı ve
kusma
Kullanımın özellikle ilk ayında bulantı görülebilir. Kusma ise çok nadir
görülen bir bulgudur. İlacın tok karnına alınması sorunu genelde çözer.
Akne
(sivilce) ve tüylenme
Doğum kontrol haplarının sivilcelenmeye neden olduğu inancı tamamen
yanlıştır. Günümüzde kullanılan yeni nesil progesteronların bu tür bir
özelliği yoktur.Tam tersine hemen hemen bütün düşük dozlu doğum kontrol
hapları akneleri iyileştirici etki gösterirler ve akne tedavisinde önemli rol
oynarlar.
Doğum
kontrol hapları tüylenmeye de neden olmadıkları gibi tüylenmenin tedavisinde
kullanılan temel ilaçlardır.
Kalp damar
hastalıkları ve hipertansiyon
Kalp ve dolaşım sistemi ile ilgili asıl risk 35 yaş üzerinde ve sigara
kullanan kadınlarda görülmektedir. Sigara içmeyen genç kadınlarda doğum
kontrol hapından elde edilen yararlar risklerin çok üzerindedir. Günümüzde 50
mikrogram ve üzerinde östrojen içeren ilaçların damarlarda pıhtılaşmaya neden
olabileceği kabul edilirken düşük dozlarda bu riskin son derece düşük olduğu
bilinmektedir.
Düşük doz
doğum kontrol hapı kullanırken damarlarda pıhtılaşmaya bağlı tıkanıklık
ortaya çıkarsa o kişide kanın pıhtılaşma sisteminde bir bozukluk aranması
gerekmektedir. Bu kişiler genelde damar duvarında bilinmeyen bir bozukluk
olan, dolaşımın bölgesel olarak bilinmeyen bir nedenle bozulduğu yada doğum
kontrol haplarına normalin çok üzerinde aşırı tepki veren bireylerdir.
Yüksek doz hap kullananların yaklaşık %5'inde ilaca bağlı hipertansiyon
görülebilir. Düşük dozlu haplarda ise tansiyon yüksekliği ortaya çıkma
oranında bir artış söz konusu değildir.
Kloazma
(gebelik maskesi)
İlk dönemlerde oral kontraseptif kullananların %5'inde yüzde renk
değişiklikleri görüldüğü bildirilmiştir. Hamilelikte de ortaya çıkan ve bu
nedenle gebelik maskesi olarak da adlandırılan bu durum östrojene bağlı bir
etkidir. İlaçların içindeki östrojen miktarlarındaki azalmaya paralel olarak
günümüzde çok nadir görülür ancak ortaya çıktığında ilacın bırakılması
gerekir. İlaç bırakıldığında dahi iyileşme çok yavaş olabilir.
Cinsel
istekte (libido) azalma
Normalde
yumurtlama olduktan sonra yumurtalıklardan çok az bir androjen (erkeklik
hormonu) salgısı olmaktadır. Bu salgı kadında cinsel isteği uyarır. Tüm bu
sistemin amacı yumurtlama sonrası cinsel ilişki ve gebelik olmasını
sağlamaktır. Oral kontraseptif kullanırken yumurtlama olmadığı için kadındaki
androjen salgısında azalma olur. Neticede kadında libidoda bir azalma
görülebilir.
Androjenik
etkileri daha fazla olan bir progesteron içeren marka doğum kontrol hapına
geçilmesi sorunu genelde çözer. Erkek doğum kontrol yöntemleri alternatif
olabilmektedir.
Vajinal
kuruluk
Doğum kontrol hapı kullanırken vajinada kuruluk olması nadir olmayan bir
yakınmadır. Vajina dokusu ve salgısı temel olarak östrojen hormonuna
bağımlıdır. Hap kullanımı sırasında kandaki östrojen düzeyleri azaldığından
bu tür bir sorunun ortaya çıkması şaşırtıcı değildir. Başka bir markaya
geçilmesi sorunu giderebilir. Cinsel ilişki sırasında yanma ve ağrı olması
durumunda vajinal kayganlaştırıcılar kullanılabilir.
Geri
Cinsel
isteksizlik ve erkek doğum kontrol yöntemleri
Gebelik
maskesi
|